Hayatta en çok korktuğunuz şey nedir?

Bu soruya bir yanıt bulmak amacıyla, bilim insanları, korkulara dair bir araştırma yapıyor ve katılımcılara bir liste veriyorlar. Bu listede bir insanı korkutabilecek her şey var: kaza geçirmek, iflas etmek, bir yakınını kaybetmek ve benzeri… Katılımcılardan, kendilerini en çok korkutan şeyleri en yüksek puanlamaları isteniyor.

Araştırma sonucuna göre, korkular listesinin birinci sırasında ‘’topluluk önünde konuşma korkusu’’ var. Ölüm ise ikinci sırada! Doğru duydunuz: insanlar, topluluk önünde konuşmaktansa, ölmeyi tercih ediyorlar!

Topluluk içerisinde konuşmak zor. Peki dans etmek?

Dans son derece keyifli bir aktivite olmasına rağmen, dans etmekten çekinen, dansa bir türlü başlayamayan ve sürekli erteleyen insanların sayısı hiç de az değil. Oysa dans bizim DNA’mıza işlemiş durumda. En ufak bir ritim duyduğumuzda ellerimizi ve ayaklarımızı hareket ettirebiliyoruz, dans etmekten en çok çekinen insanlar bile evde kendi başlarına, duşta ya da yemek yaparken şarkı söyleyip dans etme ihtiyacı hissediyorlar.

Dans etmekten neden çekiniyoruz?

İçimizden geldiği gibi dans etmek istediğimizde, iç sesimiz bize şunları fısıldıyor:

  • Diğer insanlar benim hakkımda ne düşünür?
  • Herkes bana bakıyormuş gibi.
  • Ya aptal gibi görünürsem?

Sanırım, toplumun bize özgür olabilme şansını verdiği tek zaman dilimi çocukluk. Daha sonra, toplumsal normlar devreye giriyor ve biz içimizdeki sesi bastırmaya başlıyoruz. Kendimize, özgür olma ve içimizden geleni ifade edebilme şansı vermeyerek pek çok şey kaçırıyoruz. Çoğu zaman geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin kaygıları arasında yıpranıyor ve sıkışıp kalıyoruz. Oysa dans bize, ŞİMDİ VE BURADA olma özgürlüğü veriyor. Özgürlüğü, sınırsızlığı, duygularımızı keyfimizce yaşamayı ve bunları ifade edebilmemizi sağlıyor. Ruh ve bedeni bir araya getiriyor. Güçlü bir iletişim kurmamızı, beden dilimizi daha iyi kullanmamızı sağlıyor ve özgüvenimizi yükseltiyor.

Hintliler dans için, ‘’Kalbin konuşmasıdır.’’ der.

Bu konuşmalar içerisinde bizim dilimiz TANGO.

Binlerce ses içerisinde, kalbimizin sesini duyabilmek için.