İnsanların çoğu, toplum içinde var olabilmek için farkında olmadan yaşam seremonisine uymak zorunda hissediyor. Yani günlük yaşantımızda belirli kalıplara uyuyoruz ve belirli davranışları sergilemek zorunda kalıyoruz. Bu durum ise etrafımızda bir baskı duvarı oluşmasına neden oluyor ve ciddi şekilde ruh sağlığımızı etkiliyor. Günümüzde başta depresyon, anksiyete, panik atak ve obsesif kompulsif bozukluklar gibi birçok psikolojik rahatsızlığın artmasını buna kanıt olarak gösterebiliriz. Bu sorunu çok büyümeden çözebilmek ise bireylerin elindedir. Amaç, “vücudun potansiyel gerginliğini azaltmak ve psikolojik olarak iyi olma durumuna geçebilmek “ olmalıdır.
Yukarıdaki paragrafta bahsettiğim problemi çözebilmek için çok keyifli bir yol öneriyorum size:
Tango kursuna kayıt olun !
Tango yapın!
Tango yapmak vücudumuzdaki negatif enerjinin boşaltılmasına büyük ölçüde yardımcı olmaktadır. Ayrıca tango ve psikolojinin birbirleriyle işleyiş yönünden benzediğini düşündüğüm iki büyük nokta var. Bunlar anlamak ve yansıtmaktır.
Dans sürecini ele aldığımızda tango; duygu, düşünce, davranış ve kişisel yaratıcılığın müzikle ile buluşmuş halidir. Kısacası, eski yaşantılarımızın duygu ve düşüncelerimizin yaratıcılıkla estetik seviyeye ulaşmasıdır. Sürecin sonunda ise dört kazanım elde ediyoruz: Tatmin duygusu, negatif enerjinin boşaltılması, duyguların ifadesi ve eğlence hissi.
Tangoda bir nevi hareketler ve müzik ile partnerimizle iletişime giriyoruz. Tangonun doğrusu- yanlışı yoktur. Temeldeki birkaç madde doğrultusunda tamamıyla o an dans eden çifte göre şekillenir. Bu geniş özgürlük alanı, hata yapma gibi bir olgunun olmayışı, bireyin korku ve kaygı düzeyini azaltır. Bahsettiğim o anda; geçmiş-gelecek yaşantılar, günlük yaşamın sıkıntıları kaybolur. Geriye sadece iki şey kalır: Partnerin ve müzik.
Her yeni tandada, her yeni partnerde birey başka bir yaşama dahil olur ve başka bir kişiyle bir bütün olur. Aslında birey her yeni partner ve müzikte bir nevi başka bir yaşam duruşu sergiler. Ama her şeye rağmen her dansta önceki dansların, önceki partnerlerin bir izi vardır.
Hayatında hiç tango yapmamış birinin bu yazdıklarımı anlaması oldukça zor. Çünkü tango, izleyenin, hakkında konuşanın dansı değil bu dansı yapmış olanın, bu yaşantıları geçirmiş olanın dansıdır. Belki de tangoyu bu kadar güzel ve özel yapan bunlardır. Yaşamın tüm zorluklarına rağmen, bir tanda boyunca her şeyden uzak başka bir yerde başka bir kişiyle uyum eşliğinde anı yaşamak ve birlikte bir bütün olmak..İşte bu yüzden diyorum:
Tango Yapın!
İstanbul tango için adeta bir cennet. Bizle birlikte bu yolda yürüyebileceğiniz birçok tango kursu mevcut. Bu yüzden tekrar söylüyorum:
Tango Yapın!
Siz de fikrinizi belirtin
You must be logged in to post a comment.